17.08.2010

Çiğ Köfte @ Meşhur Adıyaman Çiğ Köftecisi

Ankara, yakında “İçinde çiğ köfteci olan şehir”den “İçinde şehir olan çiğ köfteci”ye dönüşecek, tehlikenin farkında mısınız? Gerçekten de son bir kaç yılda virütik bir şekilde her yerde Meşhur Adıyaman Çiğ Köftecileri açılmaya başladı. Artık yeni bir şubesini gördükçe gözlerim İ. Melih’in olası bir “Çiğ köfteciniz hayırlı olsun” afişini arıyor. Mitoz mu bölünüyorlar mayoz mu artık bilemiyorum ama aslında İstanbul menşeili olmasına rağmen Meşhur Adıyaman Çiğ Köftecisinin, Ankara’da İstanbul’dan çok daha fazla şubesi var. Sanki şikayet ediyormuşum gibi yazdım ama aslında tam tersi; Ömer Usta’nın etsiz çiğ köfte diye adlandırdığı yiyecek gerçekten de çok güzel, en az ayda bir büyük bir zevkle yiyorum.

1992 yılında İstanbul Gültepe’de seyyar olarak başlamış işe Ömer Usta. Lezzeti ile ünlene ünlene şubeler açmaya başlamış, önce İstanbul sonra Ankara’da. Kendi bulduğu bir formülü var, içeriği gizli. Bu yüzden her gün Gültepe’deki fabrika’da tonlarca çiğ köfte üretip bunu şubelere yolluyor. Karını bilmem ama ciroya bakarsak kaydadeğer bir başarı hikayesi olsa gerek.

Yüksek alkollü geceler sonrası gittiğimiz yerler bellidir; Özçelik veya Yıldız Aspava, Beykoz İşkembecisi, Devrez, veya sokakta minibüste köfte vs satan amcalardan tanıdık birkaçı. Bir gün, bizim eküriye dışarıdan katılan bir arkadaşın “Abi tabi ki çiğ köfteciye gitcez!” demesiyle hadi deneyelim dedik ve Yıldız 3. caddedeki Meşhur Adıyaman Çiğ Köftecisine gittik. Açıkcası alkollü mideye pek iyi gitmedi ama tadını gerçekten de çok beğenmiştim. “Kafa güzelken ne yesen lezzetli gelir Deniz zaten” diye düşünsem de daha sonraki ziyaretlerimde baktım ki gerçekten değişik ve güzel bir lezzet. Aslında Ankara’da etsiz çiğ köfte denince aslında akıllara Kızılay Kumrular sokaktaki Apikoğlu gelir. Apikoğlu’nun çiğ köftesi de son derece başarılı. Adıyaman çiğ köftesi ile arasında tad farkı var, kesinlikle birisi diğerinden daha güzel diyemem, birisi tavsiye istese ikisini de söylerim.

Açıkcası gerçek, yani etli çiğ köfteden pek anlamam. Bir kere yedim (en azından bilinçi olarak), o da Günaydın Kebapçısı’ndaydı, pek de beğenmemiştim. Belki oradaki kötüdür normalde güzeldir veya en güzelini yapıyorlardır, bilemiyorum. Malesef üniversite hayatımda, İbrahim Tatlıses şarkıları eşliğinde tavanlara ata ata teriyle çiğ köfte yoğuran Urfalı bir arkadaşım da olmadı. Sağlık bakanlığı, ticari amaçlı çiğ köftelerde belli bir yüzdenin üzerinde çiğ ete izin vermediği, ve müşterilerin de sağlık çekinceleri yüzünden gerçek çiğ köftenin en azından Ankara’da kolay kolay bulunduğunu sanmıyorum. Neyse ki etsiz versiyonları son derece lezzetli, çok fazla bir kayıbımız olmasa gerek.

Çiğ köfte, Urfa’da icat olduğu iddia edilen bir yiyecek. Aslında baya eskilere dayanan bir hikayesi de var. Özet olarak Hz. İbrahim zamanında Urfa’lı bir avcı bir ceylan avlar, ama ateş yoktur, karısı ise eti ezip bulgur, birkaç ot ve baharat karıştırarar yoğurur, sonuçta çiğ köfte ortaya çıkar. Günümüzde ise çiğ köfte; satırla çekilmiş yağsız dana kıyması, bulgur, isot, karabiber, soğan, sarımsak, limon, salça, maydanoz, ve kimyon ile hazırlanıyor. Lakin, Meşhur Adıyaman Çiğ Köftecisinin çiğ köftesi ile arasında içerik olarak kaydadeğer bir fark var.

Meşhur Adıyaman Çiğ Köftesinde, et yerine ceviz, badem ve fındık var. Tadlarını teker teker almak pek mümkün değil, ama hem konuştuğum dükkan sahipleri söyledi, hem de kendi web sitelerinde fındık, ceviz vs resimleri var. Böyle sağlam deliller olmasa özellikle bağdeme pek inanmazdım herhalde. Köftenin içinde bulgur da olduğunu tahmin ediyorum, başka türlü bu kadar yoğun ve birleşik olması zor. Standart çiğ köfte baharatlarından daha fazla baharatın da olduğu belli. Adıyaman Çiğ Köftesi, ince ve hamurunun güzel olduğu belli lavaş arasına sürüldükten sonra, marul, lezzetli bol nar ekşisi, limon, ve isteğe bağlı acı sos ile servis ediliyor. Acı sos, isot temelli bir sos ve çok da acı değil, gönül rahatlığı ile eklenebilir. Çiğ Köfte aslında bakarsanız yağlı, ve dışarıdan ağır görünüyor. Ama marul, nar ekşisi, limon gibi baharat tadını hafifletici malzemeler ile iki üç dürüm yiyebiliyorsunuz ve sonrasında midenize oturmuyor, şişmiyor. Bu da Ömer Usta’nın formüldeki önemli başarılarından birisi olsa gerek.

Bu sıcakta yenir mi, içimiz yanmasın, bozulmuş olmasın diye düşünmeyin, bir şubesinin yanından geçerken (ki bu her gün olması lazım eğer okulunuz/şirketiniz evinizin alt katında değilse) bir dürüm alın. Pişman olmayacağınıza eminim, daha sonra geri dönmeniz de çok olası.

Not/Note: İlk resim Steven Bartus'a aittir. / The first photo courtesy of Steven Bartus. (http://eatingankara.wordpress.com/2010/04/02/meshur-adiyaman-cig-koftecisi/)

7 yorum:

canarkadas dedi ki...

Sahibinin el arabası ile satış yaptığı günlerin tanığıyım..

Arkadaşlarım dükkan açacağını söyleyip fikrimi sorduklarında; ne gerek var, vergisi algısı vs diye eleştirmiştim, ama; dükkanı açtığında hayatımda ilk kez çiğ köfte yemek üzere uğradığım da şok olmuştum, mükemmeldi..

Çiğ köfte bağımlısı haline gelmemde etkisi büyüktür..

Ama son bir yıldır Gültepe ve Sarıyer şubesinde satılan çiğ köftenin tadı eskisini aratmaktadır..

Gültepede üretim yerleri yoktur, 10-12 m2 bir dükkkanda perakende satış yapılıyor, üretim yerleri Gaziosmanpaşada diye hatırlıyorum..

Ankarada var mı bilmiyorum, ama şu an en lezzetli çiğ köfteyi, Çiğ köfteci Sait satıyor diyebilirim..

Oburcan dedi ki...

Biraz ilginç olacak ama Dikmen'de Gordon pastanesi var , internette adresi mevcut. Çiğköftesi mükemmel!!

Deniz dedi ki...

Hemen gidiyorum, yakın bana.

Cocorosie dedi ki...

oof çigköfte

Adsız dedi ki...

Bu girişimci(!) Adıyaman'ın ismini kullanıp çiğköfteci açıp çakma çiğköfte satar. Ama ismini kullanıp zengin olduğu şehirde tek şubesi yoktur...

adıyaman çiğ köftecisi dedi ki...

Bize bu lezzeti kazanditdigi icin ömer aybaka sonsuz tşkler Konyadan

çiğ köfte dedi ki...

haftada bi dürüm yemeden rast gıtmıo ısımız

 

Bu sitedeki yazı ve fotoğraflar blogger.com'u da kapsayan United States Digital Millenium Copyright Act ile korunmaktadır, kaynak gösterilmeden başka bir sitede yayınlanması halinde yazarlar ilgili sitenin servis sağlayıcısına başvurabilirler. Yazı ve resimleri kaynak gösterip kullanmanızdan ise memnuniyet duyarız, reklamımız olur.

The copyright to the image used in blog banner is owned by Steve Hamilton.