İki ay önce, Nisan'da, bir sürü lüfer Ege'den Marmara'ya geçip yumurtalarını bırakmaya başladı. Birçoğu yumurtasını bırakamadan avlandı ve sofralara geldi, çünkü şu anki mevzuat 14cm ve fazla boyu olan lüferlerin (ismen defne yaprağı, çinekop ve sarıkanat) avlanmasına izin veriyor. Sonuç olarak da lüferler gün geçtikçe tezgahlarda daha az görünüp daha pahalıya satılmaya başladı. Anlayacağınız, şu anki lüfer tüketimimiz sürdürülebilir değil, böyle giderse "Eskiden lüfer yerdik, ne güzel balıktı" diyeceğimiz günler de uzak değil.
Slow Food İstanbul - Fikir Sahibi Damaklar bu gerçek üzerine iki ay önce bir kampanya başlattı. Tedarikçileri 24cm'den ufak lüfer satmamaya, müşterileri ise 24cm'den ufak lüfer almamaya çağırıyorlar. Mehmet Gürs (Mikla), Murat Bozok (Mimolett), Musa Dağdeviren (Çiya) gibi şeflerin yanı sıra Divan Grubu, Park Fora, The House Cafe, Mezzaluna, Four Seasons, MidPoint gibi birçok restoran ve balıkçı da bu kampanyayı destekliyorlar, yavrulayamayacak boyda avlanmış lüferleri satmıyorlar.
Edmund Burke vaktinde "Nobody makes a greater mistake than he who does nothing because he could only do a little (Kimse, azbir şey yapabildiği için hiçbir şey yapmayan kişiden daha büyük bir hata yapamaz)" demiş. Etkisi az veya çok olur farketmez, geç de olsa ben de buradan herkesi 24cm'den ufak lüfer satın almamaya davet ediyorum.
1 yorum:
teşekkürler!
:))
Yorum Gönder