27.12.2009

Mercimek Çorbası @ Devrez

Öncelikle söylemek gerekir ki çorba, Gastronomi’de fazlaca yeri olmayan bir yemektir. Mideyi doldurmak için, karın doyurmak için, ısınmak için, yemek başlangıcı lezzet olsun diye içilir. Ana yemek olarak herhangi bir çorba çeşidini pek göremezsiniz. Bir restorana itibar kazandırmaz, insanları o restorana gitmek için teşvik etmez; pizza yemeğe, kebap yemeğe gidilir ama çorba içmeye genelde gidilmez. Çorba odaklı restoranlar da zaten genelde alkollüyken gidilen İşkembe çorbacılarıdır. Bu gerçeklere rağmen şimdiye kadar ilk defa bir restoran, çorbası ile kafamda yer etti ve gider oldum. Devrez’de, bakır kapta tahta kaşıkla gelen mercimek çorbası, yapılış, içerik ve tad olarak yazıda anlatacağım üzere bilindik mercimek çorbalarından çok farklı.

Çoğu yemeğin hikayesini araştırınca ilginç şeyler çıkıyor, çorba da buna bir ististna değil. İlk çorbalar, su geçirmeyen kapların icat edilmesi ile M.Ö. 6000 yıllarında ortaya çıkıyor. Restaurant kelimesi, Fransızca’daki “restaurer” (yenileştirmek – İngilizce’de “to restore”) kelimesinden geliyor, ilk olarak da 16. Yüzyıl’da Fransa’daki sokak satıcılarının sattığı yoğun ve ucuz çorbayı tanımlamak için kullanılıyor. Yani restaurant, aslında ilk olarak bu çorbanın ismiymiş. 1765’te bir Paris’li girişimci, bu çorbaları satan bir dükkan açıyor ve bu sayede restaurant kelimesi zamanla şimdiki anlamına sahip oluyor.

Devrez, Esat’taki Aspava’ların çok yakınında, ve gece açık olması sebebiyle Aspava’lara alternatif bir mekan. Masa üstüne serptikleri yeşillikler (ki bu Üstünel köftecisinin icadıdır), çöp şişi ve çorbası, Devrez’i farklılaştıran özellikleri. Gördüğünüz gibi mercimek çorbasının görüntüsü de tadı gibi alışılagelmiş mercimek çorbalarına benzemiyor:

Çorbanın içeriğini sormadım, çünkü az çok eminim ve söyleyeceklerini de pek sanmıyorum. İki farklı kap kullanılıyor bu çorba için. Birinci kapta ilk önce ateşte zeytinyağına soğan atılıyor, üzerine et suyu ve kırmızı mercimek konulup pişiriliyor. Piştikten sonra da mutfak robotu ile krema kıvamına getiriliyor. Aslında buraya kadarki yapılan şeyler, az çok standart bir mercimek çorbası tarifi. Devrez’deki mercimek çorbasının sırrı ise ikinci kapta. Bu kapta ilk önce tereyağında un kavruluyor, üzerine sıcak su ilave edilerek krema kıvamına getiriliyor. Bu karışımın adı meyane’dir. İlk kaptaki mercimek karışımına meyane’yi ilave edip bir kere daha kaynatınca işte bu çok lezzetli mercimek çorbası hazır oluyor. Devrez de bu çorbanın üstüne kırmızı biber ilave edilmiş eritilmiş tereyağı döküp servis ediyor.

Çorba hafif değil, tek kabı insanı doyurabilecek cinsten, ama o kadar lezzetli ki her şeye değer :) Esat tarafından geçerken bir 10-15 dakikanızı ayırıp bu değişik ve güzel çorbayı tatmanızı şiddetle tavsiye ederim.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

sitenizi beğenerek okudum.ufak bir önerim olacak. gittiğiniz veya tavsiye ettiğiniz mekanların açık adreslerini de yazsanız?? gitmek-bulmak daha kolay olacak sanırım :) sema

Adsız dedi ki...

:( sayfayı incelerken ayrıntılı google map gördüm,utandım, ellerinize sağlık.sema

Deniz dedi ki...

Evet, şimdi onu söyliycektim :) Yazıların altına adresi telefonu yazınca güzel görünmüyor bence, hem Google Maps çok daha anlaşılır.

Teşekkürler.

senayali dedi ki...

Çorbayı evde deneme şansınız oldu mu? Bende merak ediyorum nasıl yapıldığını.

Behzat YARAŞ dedi ki...

Tarif ettiğiniz gibi denedim.. Oldukça benzer olduğuna şaşkınlıkla şahit oldum :)
Yalnız farkettim ki, soğan miktarını az tutmak, ilk başta eklediğimiz sıcak suyu ise bol tutmakta fayda var. Çünkü kavrulan unu eklediğimizde çorba fazlasıyla yoğunlaşıyor. Dilinizin bir laboratuvar olduğunun hakkını da vermek gerek :)

Deniz dedi ki...

Behzat bey eklemeleriniz icin tesekkuler, benzer sonuc aldiginza sevindim!

Gözde dedi ki...

Merhaba tarifi en kısa sürede deneyeceğim. Yalnız aklıma takıldı malzemeler sadece mercimek, et suyu soğan ve un mu? Patates havuç ve süt yok sanırım içinde? Çok severek içtiğim bir çorba paylaşımınız için de teşekkürler.


 

Bu sitedeki yazı ve fotoğraflar blogger.com'u da kapsayan United States Digital Millenium Copyright Act ile korunmaktadır, kaynak gösterilmeden başka bir sitede yayınlanması halinde yazarlar ilgili sitenin servis sağlayıcısına başvurabilirler. Yazı ve resimleri kaynak gösterip kullanmanızdan ise memnuniyet duyarız, reklamımız olur.

The copyright to the image used in blog banner is owned by Steve Hamilton.