Kıtır ile tanışmam, Ankara’da Hard Rock Cafe’nin, TGI Fridays’in, Chicago’s Pizza’nın, Otlangaç’ın, Akün Sineması’nın olduğu yıllara denk gelir. Birçok Ankara’lı gibi ben de Kıtır’a çok kere gitmişimdir, çok da anım vardır. Ahşap dekorlu, antika avizeli, rock müzik çalan, okul sıralarına benzer masaları olan bu karakteristik mekana muhabbet etmek için gidilir, önünüzden bira eksik olmaz, gitmişken de kokoreç yememek olmaz.
Ertuğrul Özkök ile Pazar yazısı buraya kadar, gelelim kokorece. Ankara’da kokoreç yiyecekseniz belli başlı yerler vardır; Gençlik caddesi’ndeki Profesör ve Pikolet, AOÇ’deki kokoreççiler, veya Kıtır. Profesör bence son derece başarılı, Pikolet’i hiç sevmiyorum – ekmeklerini acilen değiştirmeleri lazım, AOÇ’dekiler ise özellikle kömür ateşinde piştiği için güzel. Profesör, Kıtır ve AOÇ kokoreççileri arasında şu şundan kesinlikle daha iyidir diyemem, hepsi ortalamanın üstünde ve tatmin edici. Bu yüzden Kıtır’daki kokorecin en iyi olduğu gibi bir iddiam yok ama benim yemekten en çok zevk aldığım kokoreç bu.
Öncelikle ben hayalimdeki kokoreci anlatayım. Aşağıda odun kömürü yanıyor, üzerinde ızgara, en üstte de kokoreç ağır ağır pişiyor. Bir dilim alınıp ızgaranın önündeki tahta alanda iki kalın bıçak yardımıyla et küçük parçalara bölünüyor, bu işlem sırasında da bol kimyon, biraz acı biber, tuz ve çok az kekik atılıyor. Domates, biber, soğan veya başka bir şey yok. Daha sonra içi alınmış yarım ekmek, ızgaranın üzerine damlamış et suyu ve yağa banılıp içine kokoreç konup servis ediliyor. İçeriğindeki önemli nokta et tadının bastırılmaması. Baskın domates biber kekik tadından, veya acıdan yediğim etin tadını alamadığım kokoreç bence başarısız bir kokoreçtir, bu yüzden Şampiyon Kokoreç’i güzel kokoreççiler ile birlikte anmadım. Kokorecin yanındaki ek malzemeler, kokorecin lezzetine ek boyutlar eklemeli, etin lezzetinin yerine geçmemeli. Aynı zamanda zaten yumuşak olmayan et, ızgara üzerinde uzun süre beklemeyip iyice sertleşmemeli. Bu kadar çok ince ayar lezzetli bir kokoreç yemek için engel mi? Tabi ki hayır; kokorecin lezzeti, önceden içilen bira sayısı ile doğru orantılı olarak artıyor :)
Kıtır’daki kokoreç hakkında dediklerimin hepsi Tunalı’daki şubesi için geçerli. Park Caddesi’ndeki şubesinde birkaç kere yedim, ama hiçbirinde Tunalı’daki şubesi gibi yapmamışlardı. Bazen denge bozuktu, bazen etler hafif kömürleşmişti. Tunalı'daki kokoreç tutarlı; yıllardır ne zaman yesem aynı lezzet. O yüzden Tunalı’daki Kıtır’ı tavsiye ediyorum, bir akşamüstü yakın arkadaşlarınızla gidin, biranın midye dolmanın yanında şehirdeki en iyi kokoreçlerden birini de ihmal etmeyin.